Bir önceki akşam üstü limana vardığımızda 20-30 büyüklü küçüklü tekne ertesi gün için hazırlanıp müşteri toplamaya çalışıyordu. Rastgele bir tanesine yanaştık ve sorduk. -Tabi o andan sonra vazgeçme şansımız kalmamıştı.- Ufak bir pazarlık, ve anlaştık.
Dalyan deniz yolu ile biraz uzak kaldığı için her gün sadece 3-4 tekne gidiyormuş. Bu yüzden de tekneler biraz büyükmüş; yaklaşık 300 kişilik. Bize de bu tekneyi önerdiler, kabul ettik.
Siz siz olun en küçük tekne hangisi ise onunla gidin. Sabah yola çıkmak için limana geldik. Kocaman metal yığını bir tekne bizi bekliyordu.
Biraz geç kalmıştık ki, gemi oldukça dolu ve insanlar yerleşmişlerdi. Masalarda her türlü yiyecek- içecek, ortalıkta koşuşan birsürü ufaklık, oturacak yer bulmak da ayrı bir dert. Güneşsever birkaç turistin üst kata çıkması ile geminin kıç tarafında bir yer bulabildik.
Bir süre sonra tüm yolcular geldi ve yola çıktık. İlk 15 dakika yola çıkmanın keyfi ve heyecanı ile geçtikten sonra, tam altımızdaki iki kocaman motorun sesi ve titreşimi yüzümüzdeki gülücükleri dağıtmaya başladı. Birbirimizi duyamıyorduk bile ve bir masaj aletinin üzerinde oturuyor gibiydik. İnkumu Plajı’na yaklaşık iki buçuk saatte gidildiğini düşünürseniz pek de hoş bir durum değil. Fakat nasıl olursa olsun, kafanızı dışarıya çevirdiğinizde gördüğünüz manzara, rüzgarın kokusu, güneş hepsine değerdi.

İki buçuk saatin sonunda İztuzu Plajına yaklaştık. İztuzu, birtarafı tatlısu gölüne birtarafı Akdenize bakan yaklaşık
İztuzu plajı başta kaplumbağalar ve diğer doğal özelliklerinden dolayı “SİT” alanı ilan edilmiş durumda. Yani ne plajda ne de çevresinde restorant, bar, otel, pansiyon gibi hiçbir yapı yok. Sadece temel ihtiyaçları karşılayabileceğiniz bir büfe var. Keyfinize biraz düşkünseniz durum pek hoşunuza gitmeyebilir. Çünkü kumsalda şemsiye, şezlong vs yok ve kullanmakta yasak. Duş almak mümkün olsada uzun bir sıra beklemeniz gerekiyor. Tabii bunların hepsi doğayı korumak adına mecburi kurallar.
Mevsim kaplumbağaların yumurtlama mevsimi olmadığından etrafta hiç kaplumbağa görmek mümkün değil. Onun yerine bol bol insan plajı ve denizi kaplamış durumda.
Caretta caretta’lar hakkında bilgi isterseniz

İztuzu Plajında bir saatlik moladan sonra sazlıklar arasında yaklaşık bir saat sürecek olan yolculuk başlıyor. Tabi bizim büyük tekneler giremediği için 15-20 şer kişilik kooperatif motorları sizi götürüyor. Diğerinin aksine bu yolculuk oldukça keyifli. Motorda su ve dondurma satılıyor makul fiyatlara. Manzara oldukça güzel. Martılar eşliğinde yavaş yavaş kıvrılarak ilerliyoruz.




Ve kaya mezarlarını da arkamızda bırakıp Dalyan’a ulaşıyoruz en sonunda. Sazlıklar arasında tek katlı evler, bahçeler, sazlıklar arasında sallanan kayıklar burasının gerçek olmadığı hissini yaşatıyor bir an size. Günübirlik bir geziye göre uzunca bir yol sonunda Dalyan bir vaha etkisi yaratıyor.

Dalyan’a karadan gitmek de mümkün orada kalmayı planlıyorsanız. Ana yoldan
Dalyan’da kefal yemeden olmaz, ancak maalesef turumuzda bu lüksümüz yok. Büyük teknedeki tavuk ızgara ve makarnamız var. Ayrıca Dalyan çevresinde birçok havyar merkezi var. Bir de Dalyan köfte var tabi. Pek iştah açıcı bir yer.
Dalyan’ın az ilerisinde motorlarımızdan iniyoruz ve gruplar halinde çamur banyosuna doğru yürüyoruz. Havada ağır bir kükürt kokusu var. Oldukça kalabalık. Çamur banyosunun birçok romatizma, metabolizma ve cilt hastalığına iyi geldiği söyleniyor. Jack Nicholson, Sting, Dustin Hoffman, Prenses Margreth gibi birçok ünlü buraya gelmiş ve çamur banyosu yapmış.

Burada da yaklaşık 1 saat durduktan sonra dönüş yolculuğumuz başlıyor. Güneş altında onca yoldan sonra herkese yorgunluk çökmeye başlıyor. Motorumuz ile İzkumu’na dönerken neredeyse herkes hafifçe kestiriyor.
Bir süre herkesin dönmesini bekledikten sonra esas teknemiz yola çıkıyor. Önümüzde 2 saatten fazla bir yol var ve teknedeki gürültü ve titreşim iyice rahatsızlık vermeye başlıyor. İçme suyuna verdiğimiz para oldukça yüklü. Birçoğumuz dönüş yolunu yine kestirerek geçiriyor yorgunluktan.
Saat akşamüzeri 7 sularında Marmaris uzaktan gözüküyor. Güneşin de batmaya yaklaşması ile oluşan manzara çok güzel.




Ve güneş kaybolmadan Marmaris’e ulaşıyoruz. Karaya ayak bastığımızda bir “oh” çekiyoruz ama yine de değerdi demeden bırakamıyoruz. Bu tur için tek tavsiyem daha küçük ve daha az yolcu alan bir tekneyle yapılması olabilir. Yanınıza bolca su ve atıştıracak bir şeyler almayı da unutmayın.
Bir sonraki gezi yazımızda görüşmek üzere
Emre Topak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder